Her hafta farklı türlerde oyunların en iyilerini incelediğimiz serimize, bu hafta distopya kavramını konuk ettik. Distopya yani diğer bir deyişle baskıcı bir gücün altında yaşayan bir toplumun tanık olduğu en kötü toplum düzeni, bir oyunda nasıl olur? Peki, hangi oyunlar bu konuyu en iyi şekilde işlemiştir? İşte, hepsinin cevabı.
We Happy Few
1960’lı yılların İngiltere tablosunun konu alındığı oyunda distopya kavramı çok iyi işlenmiş. Diktatörlük seviyesinde baskı gören topluma, Joy adlı bir ilaç içiriliyor. Peki, biz oyunda ne yapıyoruz? Bu ilacı almayı ve kontrol altına girmeyi reddeden bir karakteri yönetiyoruz. Karakterin ilacı kullanmadığının anlaşılmaması gerekiyor. Bu yüzden bu durumu saklamaya çalışıyoruz, bu sırada zorlu bir hayatta kalma savaşı vermemiz gerekiyor.
Deus-ex
2052 yılında geçen oyunun konusu, ileri düzeyde teknoloji ile gelen gücün kullanımı diyebiliriz. İçinde yaşadıkları devletleri bile güç konusunda geride bırakmış şirketler, toplumu yönetilecek bir obje görüyor ve sahip oldukları gücü bu yönde kullanıyorlar. Oyunda, birçok türden canlı bulunuyor ve oynanış anlamındaki özgürlük büyük bir fark yaratıyor. Bir oyundan çok filmin içindeymişsiniz gibi hissettirecek olan oyun distopya türündeki oyunların en iyilerinden biri olduğunu her anında kanıtlayacak.
Bioshock
Bu kez dinin de konulardan biri haline geldiği oyunda, kendini peygamber ilan eden bir karakter bulunuyor. Sözde peygamber olan bu kişi, dini kullanarak insanları kontrol ediyor ve bu durum eşitsizlik, ayrımcılık gibi konuları toplumun içine sokuyor. Ayrıca yaşanılan toplumda fikir özgürlüğü de yok. Böylece, distopik bir dünya için gerekli olan şey sadece teknoloji ve güç olmuyor. Cehalet ve bir insanın güç için hissettiği arzu da dünyayı distopik bir hale getirebiliyor. Kısacası bir kukla gibi yaşayanlar insanların bulunduğu bir dünya görüyorsunuz.
Half life 2
Half Life’ın ilk oyunu, tüm oyun dünyasını etkisi altına almış hatta oyunlar için yönlendirmelerde bulunmuş ve Counter Strike gibi efsane bir oyunu hayatımıza sokmuş bir yapım. İkinci oyunu çok büyük heyecanla beklenmişti ve tüm beklentileri karşılayarak yeni bir efsane yarattı. Bu oyunda biraz daha farklı şeyler görüyorsunuz. Örneğin boyutlararasılık… Bütün canlıların tek bir gücün kontrolünde olduğu, karanlık bir dünya örneği olan oyunda, “distopik bir dünyada yaşamak nasıl olur?” sorusunun cevabını en açık şekilde alıyorsunuz.
Metro
Oyun, yapılan nükleer bir saldırı sonucunda yok olma yolunda ilerleyen bir devlette, hayatta kalan insanların yer altında metrolara yerleşmesini ve kendilerince kurdukları şehirlerdeki yaşamlarını konu alıyor. Rus yazar Dmitry Glokhovsky tarafından kaleme alınan Metro serisinden (Metro 2033, 2034 ve 2035) oyuna uyarlanarak piyasaya sürülen başarılı yapımın hikâyesi oldukça sürükleyici. Distopik devlet konusu yerine distopya kavramını daha farklı şekilde ele alan oyunu, eğer kapalı alan korkunuz ya da aşırı stres yaşamamanız gereken bir durum varsa kesinlikle oynamayın.